benekli.do-forum.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

benekli.do-forum.com

ARKADASLAR YENİ SİTEMİZ ******gencligi.freeforums.org BU FORUM SİTEMİZE ÜYE OLUN VE PAYLAŞIMIMIZA DEVAM EDELİM
 
AnasayfaPortalliGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Aşkın böylesi...(mutlaka okuyun)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
fufu3535
Admin
fufu3535


Mesaj Sayısı : 833
Yaş : 50
Kayıt tarihi : 20/04/07

Aşkın böylesi...(mutlaka okuyun) Empty
MesajKonu: Aşkın böylesi...(mutlaka okuyun)   Aşkın böylesi...(mutlaka okuyun) Icon_minitimeÇarş. Mayıs 23, 2007 8:35 am

Üniversiteli delikanlı, kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.
Okul salonundaydı maç. Tribünsüz, minik bir salon. Seyircilerle oyuncular
arasında sahanın çizgisi vardı sadece... O kadar yakındılar. Delikanlı bu
tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda. Ondan
hoşlandığını hissetti. Az sonra birşeyi daha hissetti. uzun zamandan beri
maçı değil o güzel kızı izlediğini. Kız servis atarken hemen önünden geçti.
Gözgöze geldiler, kız da delikanlıya gülümsedi. Delikanlı çok popülerdi o
yıllarda. Kız onu tanımış olmalıydı. Kimbilir belki kızda ondan hoşlanmıştı.
Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için, ona öyle gelmişti. Set
değişip takım karşıya gidince, delikanlı da yerini değiştirdi. Üçüncü sette
tekrar yerine döndü. Kız da bu gidip gelişleri farketmişti. Bir defa daha
gülümsedi. Manidar... "Anladım" der gibi bir gülümseyişti bu. Delikanlı o
hafta boyu hep bu dünyalar güzeli kızı düşündü. Pazar günü sabahın köründe
kalktı, erkenden oynanacak maçı... ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı
görmek için...

Delikanlı artık genç kızın hiç bir maçını kaçırmıyordu. Dahası Ankara
Kolejinin her dağılış saatinde okul civarında oluyordu, onu birkez daha
görmek için. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik
bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı. Bir defasında, yaptığına sonra
kendisi de günlerce güldü. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılımı kızın
karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlaşmış, sonra arka sokaklara dalıp
yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı. Kız bu defa,
iyice gülmüştü. Karşısında sözümona ağır ağır yürüyen ama nefes nefese
kalmış delıkanlıyı görünce anlamıştı herşeyi. Delikanlı, voleybol takımının
kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı ve
ona kıza olan hislerinden sözetti. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba
kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları
gerekiyordu. "Tabi" dedi kaptan. "Bu hafta sonu güzel bir konser var, biz
kızlarla o konsere gitmeye karar vermiştik zaten, sen de gel. Hem konseri
birlikte izleriz hem de tanışırsınız."


Delikanlı konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı. Konsere gidecekleri
gün geldiğinde, o ne heyecandı öyle!... Konser salonunun kapısında
tanıştılar. El sıkıştılar, o güzel ele dokunduğu anı hiç unutamadı
delikanlı. Takımın kaptanı, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha
yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yan yana düştüler. İnanamıyordu
delikanlı, onunla nihayet yanyana oturuyordu. O nun sıcaklığını hissetiğine,
onun nefesini duyduğuna inanamıyordu. Biraz önce tanışırken tuttuğu el, bir
karış ötesinde öylece duruyordu. Delikanlı, sahnede dünyanın en romantik
şarkısı söylenirken o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki.
Ama yapamadı. Herşey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle onu
ürkütebileceğinden, incitebileceğinden öylesine korkuyordu ki... Sonunda
dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.
Kızın omuzuna değil, kotuğun üzerine. Sonra kız bir ara arkaya yaslandı.
Birkaç saç teli, delikanlının elinin üzerine değdi. Kalbi yerinden
fırlayacak gibi atıyordu genç adamın. Konserden çıkarken kız, "Sizi her
maçımızda görmeye alaştık. Yarın Adana'da maçımız var, gözlerimiz sizi
arayacak" Hayır aramayacaktı. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.
Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de
Adana Kebap yiyecek kadar para vardı.


Gece yarısı kalkan otobüse bindi. Sabah erkenden Adana'daydı. Maç saatine
kadar başıboş dolaştı. Salona erkenden girdi, en ön sıraya tam servis
köşesine en yakın yere oturdu. Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en
heyecanlı seyirci kendisiydi. İlk sette kız onu farketmedi. İkinci sette
öbür tarafa gittiler. Döndüklerinde, üçüncü sette kız farketti delikanlıyı.
Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, biraz da gurur vardı
sanki. Ankara'nın hele kolejin en popüler delikanlılarından biri onun için
taa oralara kadar gelmişti. Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garaja
gtti. Tek kelime konuşmadan. Konuşmaya gelmemiştiki zaten. Kız "Keşke orada
olsan" demişti o da olmuştu işte. Hepsi bu. Ona o kadar çok şey söylemek
istiyordu ki aslında. Birgün Üniversite kantininde gazete okurken, iç
sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış dörtlüğe.
Söylemek istediği herşey bu dört satırda vardı sanki. Bembeyaz bir karta
yazdı o dört satırı. Öğleden sonrayı iple çekti. Kolejin önüne gitti. Kızın
karşısına geçti. "Bu sana" diyerek kartı eline tutuşturdu ve kayboldu. Kız,
elindeki karta yazılı olan Necip Fazıl'ın dörtlüğünü okumaya başladığında
delikanlı çoktan uzaklaşmıştı.


"NE HASTA BEKLER SABAHI
NE TAZE ÖLÜYÜ MEZAR,
NE DE ŞEYTAN BİR GÜNAHI,
BENİM SENİ BEKLEDİĞİM KADAR..."


Delikanlı ertesi gün öğleden sonra, tarif edilmez bir heyecanla kolejin
önündeydi . Kız karşıdan geliyordu. Bu defa yanında arkadaşları yoktu,
yalnızdı. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya. Gözlerine inanamadı genç
adam. Onu yanına mı çağrıyordu yoksa?! Evet, çağırıyordu işte. Kalbinin
duracağını sandı yaklaşırken. "Sana birşeyler söylemek istiyorum" dedi genç
kız. O da heyecanlıydı, titriyordu, delikanlı bunu farkettiğinde biraz
rahatladı. "Bak iyi dinle. Dünkü satırlar için çok teşekkürler. Herhalde
hissetin, ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım biri daha
var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz, hanginizden daha çok hoşlandığıma karar
veremedim. Ve şu an onu terketmem için bir sebep yok." Delikanlı "O zaman
karar verdiğinde ve de eğer tercih ettiğin ben olursam, hayatında başka
kimse olmazsa, ara beni" dedi ve kızın yanından hızla uzaklaştı.


Bir daha voleybol maçlarına gitmedi, bir daha okul yolunda önüne çıkmadı,
bir daha onu hiç görmedi. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi. Tıpkı kıza
verdiği o dörtlükteki gibi bekledi. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla
bekledi. Umutla, mutusuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi. Ama hep
bekledi. Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi...
Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu. İki dörtlüktü şiir.
İlki kıza verdiği, ikincisi ise yeni bulduğu idi. O dörtlüğü de bir kağıda
özenle yazdı, cebine koydu. Bekleyiş sürüyor, sürüyordu. Okullar kapandı,
açıldı, aylar, aylar geçti... Birgün delikanlı, kızı aniden karşısında
buldu. "Günlerdir seni arıyorum" dedi kız."İşte sana cevabım, işte sana
haber... Artık hayatımda hiç kimse yok!..." "Yaa!" dedi delikanlı. Kalbi
heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken,
ağazından sadece bu ses çıkabilmişti. Elini cebine attı, şiirin ikinci
dörtlüğünü yazdığı, eskimiş kağıdı kıza uzattı. "Sana bir şiirin ilk
dörtlüğünü vermiştim ya birgün, bu da sonu, son dörtlüğü" dedi ve yürüdü
gitti delikanlı. Arkasına bile bakmadan yürüdü. Kız ikinci dörtlüğü tuhaf
bir hüzünle okumaya başladı.


"GEÇTİ ARTIK İSTEMEM GELMENİ
YOKLUĞUNDA BULDUM SENİ
BIRAK VEHMİMDE GÖLGENİ
GELMEN ARTIK NEYE YARAR!..."


Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala
düşünüyor. O uzun, o çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını? Ya da
beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki,
artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazmıydı?. O sevgilinin kendisi
bile yetmezmi olmuştu kendisine... Hayalindekini canlı tutmak için mi,
canlısını silmişti hayatından?! Delikanlı bu soruların yanıtını bugün hala
bilmiyor? Bilmediğini de en iyi ben biliyorum. Yani, YAŞAYAN BİLİYOR!.*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.fufu.ufo.tc
 
Aşkın böylesi...(mutlaka okuyun)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
benekli.do-forum.com :: GÜNCEL YAŞAM :: Aşk Adına Herşey-
Buraya geçin: