benekli.do-forum.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

benekli.do-forum.com

ARKADASLAR YENİ SİTEMİZ ******gencligi.freeforums.org BU FORUM SİTEMİZE ÜYE OLUN VE PAYLAŞIMIMIZA DEVAM EDELİM
 
AnasayfaPortalliGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Cinsel Sağlık araştırması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
fufu3535
Admin
fufu3535


Mesaj Sayısı : 833
Yaş : 50
Kayıt tarihi : 20/04/07

Cinsel Sağlık araştırması Empty
MesajKonu: Cinsel Sağlık araştırması   Cinsel Sağlık araştırması Icon_minitimePerş. Mayıs 10, 2007 2:02 pm

Cinsel Sağlık araştırması

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında desteklenen proje çerçevesinde bir kamuoyu araştırması gerçekleştirildi. Araştırmaya göre Türk halkı;

-Cinselliği hala “kulaktan dolma bilgilerle” öğreniyor
-Üçte ikisi okullarda kesinlikle cinsel eğitim istiyor
-Her üç kişiden biri yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel sağlık sorunu yaşıyor
-“Kendi” cinsel bilgilenim kaynaklarına güvenmiyor. En güvendiği bilgi kaynağı ise uzmanlar ve doktorlar
-Cinsel sorunların en temel kaynağı olarak bilgisizliği, psikolojik sorunları, stresi ve toplumun cinselliğe yaklaşımını görüyor
-Bekaret hala kadının namus simgesi
-Bekareti ve tek eşliliği önemsiyor ama namus adına işlenen cinayetleri onaylamıyor
-Cinsel konularda toplumu bilgisiz, kendini bilgili görüyor
-Cinsel sağlık alanında, en çok televizyonlardaki sağlık programlarını izliyor ve bu programlardaki bilgilere güveniyor
Projenin tanıtımı amacıyla bugün düzenlenen basın toplantısında, Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı alanında Türk halkının bilgi, tutum ve davranışları, medyayı izleme-etkilenmesi ile tüm bunların sağlık hizmet talebine yansımalarını içeren bir kamuoyu araştırmasının sonuçları da açıklandı.
TNS PİAR tarafından, 20 ilde 16 yaş ve üstü Türkiye nüfusunu temsil eden 1537 kişilik örneklem üzerinden yürütülen araştırma dört bölümden oluştu.
Araştırmanın birinci bölümünde “Cinsel Bilgilenim&Tutum ve Davranışlar” , ikinci bölümünde “ Cinsel Sorunlar &Sağlık hizmetleri”, üçüncü bölümünde “Cinsellikle İlgili Değerler” ve dördüncü bölümde “Cinsellik&Medya” ele alındı.

TÜRK HALKININ CİNSEL BİLGİ KAYNAĞI: ÇEVRE VE ARKADAŞLAR
Araştırma sonuçlarına göre, Türk halkının önemli bir bölümü, ister çocukluk ister ergenlik isterse yetişkinlik dönemi olsun, cinsel konularda ilk bilgilerini çevre ve arkadaşlardan ediniyor. Özellikle ergenlik yaşlarında çevre ve arkadaşlardan bilgilenme yüzde 51'e yükseliyor.
Araştırmada dikkat çeken bir nokta da, neredeyse her iki evli kadından birinin (Yüzde 53) ilk cinsel bilgi kaynağı olarak eşini gösteriyor olması.
Ergenlik ve yetişkinlik dönemindeki önemli bilgi kaynaklarından bir diğeri ise kişisel deneyim. Yetişkinlerin yüzde 29'u, ergenlerin ise yüzde 14'ü kişisel deneyimleriyle bilgi edindiklerini belirtiyor.
Ergenlik ve yetişkinlikte cinsel konularda medyadan bilgilenenlerin oranı yüzde 11. Buna karşılık, yetişkinlerde uzmanlardan/doktorlardan bilgilenme ise sadece yüzde 7.
Araştırmada “cinsel ilişki hakkında ilk kez nereden ve kimden bilgi edinildiği” sorusuna verilen yanıtlarda, farklılık göstermekle birlikte yine çevre ve arkadaşlar ilk sırada yer alıyor. Kadınlar için ilk bilgi kaynağının yine ağırlıklı olarak eşleri olduğu görülüyor.

ÇEVRE VE ARKADAŞLARDAN BİLGİLENİYOR AMA ONLARA GÜVENMİYOR
Türk halkının “bilgilenme ihtiyacı” duyduğunda en güvendiği bilgi kaynağı ise yüzde 52 ile doktorlar. Özellikle, üniversite mezunları arasında doktorlara güvenme yüzde 61'e yükseliyor.
Belli başlı bilgi kaynakları arasında yer alan çevre, eş, kitap, internet, ana-baba ve medyaya güvenin ise yüzde 1 ile 6 arasında oldukça düşük oranlarda olduğu dikkat çekiyor. Bir başka deyişle, doktorlar dışındaki hiçbir bilgi kaynağını pek “güvenilir” bulmuyor.

TÜRK HALKI OKULLARDA CİNSEL EĞİTİM İSTİYOR
Araştırma sonuçları, Türk halkının yaklaşık üçte ikisinin (yüzde 71) okullarda kesinlikle cinsel eğitimden yana olduğunu gösteriyor. Yüzde 17'lik kesim ise tercihe bağlı olarak cinsel eğitim imkanı bulunmasını istiyor.
Yaş gençleştikçe ve eğitim oranı arttıkça, cinsel eğitimin gerekliliğine inanma oranı artıyor.
Dikkat çekici bir nokta ise cinselliği eşlerinden öğrenen kadınların, okullarda cinsel eğitimi erkeklerden daha yüksek oranda istemesi.
Okullarda cinsel eğitimi destekleyenlerin önemli bölümü (yüzde 66), bu eğitimlerin kız ve erkeklere ayrı ayrı verilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Ancak, üniversite mezunlarında ve metropollerde yetişmiş kesimlerin yaklaşık yarısı karma eğitimden yana.

İKİNCİ BÖLÜM: CİNSEL SORUNLAR&SAĞLIK HİZMETLERİ
HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ CİNSEL ALANDA SORUN YAŞIYOR Araştırmaya göre, Türk toplumunun, yüzde 25'i yaşamı boyunca en az bir cinsel sorun, yüzde 16'sı ise en az bir üreme sağlığı sorunu yaşadığını belirtiyor.
Bu alanda hiçbir sorun tanımlamayanların oranı yüzde 53. Soruya yanıt vermeyenlerin oranı ise yüzde 9.
Aktif cinsel yaşamı olmayan yüzde 11'lik kesim dışarıda bırakıldığında, her üç kişiden birinin yaşamları boyunca bir ya da birden fazla cinsel sağlık ve üreme sağlığı yaşadığı anlaşılıyor.
Buna karşılık, “Cinsel Sağlık/Üreme Sağlığı konularında tedavi görme” oranı yüzde 8'lerde kalıyor. Evli ya da evlilik yaşamış kişilerde bu oranın bekarlara göre daha yüksek olduğu görünüyor.

Cinsel Sağlık araştırması Cinsel_200KADINLAR EN ÇOK HAMİLELİK VE EMZİRME DÖNEMİNDE CİNSEL SAĞLIK YARDIMI ALIYOR… ERKEKLER İSE ERGENLİK VE İLK YETİŞKİNLİK YILLARINDA…
Sağlık yardımı almış olanlara yaşamlarının hangi dönemlerinde doktor ya da uzman bir kişiden sağlık yardımı/danışmanlığı aldıkları sorulduğunda, kadınlar ve erkeklerde farklı dönemler belirtilmiş durumda.

Araştırmada, kadınlar yeni evli dönemler, gebelik ve doğum sonrası dönemi ile menopoz olarak belirtirlerken, erkeklerde bu öne çıkan dönemler yetişkinlik ve ergenlik dönemi görülüyor.

Kadınların yaşamlarında en fazla cinsel sağlık yardımı aldıkları dönem yüzde 32 ile gebelik/emzirme. Bunu yüzde 24 ile doğum sonrası, yüzde 19 ile menopoz ve yine yüzde 19 ile evliliğin ilk yılları takip ediyor.

Erkeklerde ise en çok uzmana başvurulan dönem yüzde 31 ile ilk yetişkinlik yılları (20'li yaşlar). Bunu yüzde 25 ile ergenlik, yüzde 16 ile 30'lu yaşlar takip ediyor.

CİNSEL SORUNLARIN EN TEMEL KAYNAĞI: “BİLGİSİZLİK”
Araştırmaya göre, ülkemizde yaşanan cinsel sorunların kaynağının başında bilgisizlik geliyor. Özellikle bekar kadınların yüzde 75'i ve 18-24 yaş grubunun yüzde 71'i sorunlarının kaynağını “bilgi eksikliği” olarak görüyor.

Cinsel sorunların kaynağı olarak görülen ikinci neden ise psikolojik. Bunu stres takip ediyor.
Bu konuda araştırmada dikkat çeken bir nokta ise “önyargılar/tabular”, “gelenek ve görenekler” ile “toplumun cinselliğe yaklaşımı” seçeneklerinin gerek erkekler gerekse kadınlar tarafından yüzde 20'ler düzeyinde ifade edilmiş olması. Bu üç ifadeden en az birini belirtmiş olanların oranı yüzde 40. Bu da, cinselliğe toplumsal bakış ve geleneklerin cinsel sorunlar için önemli bir sorun kaynağı olduğunu göstermekte ve bu açıdan bakıldığında, bu sıralamanın ilk sıralarında yerini almakta.

BİLİYOR AMA BAŞVURMUYOR
“Cinsel organlarla ilgili bir sorun yaşandığında ilk yapılacak şey/başvurulacak kişi” sorusuna alınan yanıtlarda ilk sırada ve yüksek oranda tıp kurumuna/doktora başvurma yer alıyor. Ancak, araştırmanın bir başka sonucunun, doktora başvurunun düşüklüğünü gösterdiği dikkate alındığında, toplumun doğruyu bilmesine karşın, uygulama sıkıntısı yaşadığını işaret ediyor.

Sağlık profesyonellerine başvuranların beklentilerinin başında ise ilk soruyu doktorun sorması geliyor. Konunun önce doktor tarafından dile getirilerek sorulmasını bekleyenlerin oranı yüzde 38 iken, bu alana özel danışmanlık beklentisinde olanların oranı yüzde 24 ve yine uzmanlaşmış merkezler yoluyla sağlık hizmetini sunulmasını bekleyenlerin oranı yüzde 20.

Cinsel Sağlık araştırması Cinsel2EN YAYGIN DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ
Araştırmaya göre, Türk halkının en yaygın kullandığı doğum kontrol yöntemlerinin başında yüzde 28 ile prezervatif geliyor. Bunu geri çekme/dışarı boşalma, doğum kontrol hapı ve rahim içi araç/spiral izliyor.

Bu alanda dikkat çeken noktalardan birisi Türk toplumunun dörtte birinin (yüzde 24) herhangi bir korunma yöntemi kullanmıyor olması. Bu oran evli erkeklerde yüzde 30'lara kadar çıkıyor.

Diğer yandan, araştırmaya katılan bekar kadınların yüzde 64'ü cinsel ilişkiye girmediğini belirtiyor.
Araştırmanın bütünü ele alındığında, her ne kadar doğum kontrol yöntemlerinin kullanılma oranı düşük olsa da doğum kontrol yöntemleri konusunda bilgi düzeyinin, farkındalığın ve uygulamanın en yüksek olduğu cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusu olduğu dikkati çekiyor.

CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, genital kanserler ve doğum kontrol yöntemleri konusunda toplumda haberdarlık yüksek oranda. Haberdarlığın bu kadar yüksek olmasına karşın, uygulama oranlarının çok düşük olduğu dikkati çekiyor.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: CİNSELLİKLE İLGİLİ DEĞERLER
BEKARET HALA KADININ NAMUS SİMGESİ
Araştırmanın, Türk toplumunun cinsellikle ilgili değerlerine ilişkin üçüncü bölümünde, cinsel tabuların başında yer alan “bekaret”in hala kadının namus simgesi olarak görüldüğünü bir kez daha ortaya koyuyor. “Bekaret kadının namus simgesidir” diyenlerin oranı yüzde 63. Bu görüşe “hiç katılmıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 10'da kalmış durumda.
Bu bölümde “Kadının bekareti ancak evlilikle bozulmalıdır” diyenlerin oranı yüzde 65.
“Erkekler bekareti bozulmamış kızlarla evlenmelidir” diyenlerin oranı yüzde 53.
“Bekaret kocanın/babanın namusudur” diyenler ise yüzde 57. “Hiç katılmıyorum” diyenler yüzde 15.
Yaş ve eğitim düzeyi düştükçe, bekaret ile ilgili bu ifadelere katılanların oranının arttığı görülüyor. Kırsal kesimde yaşayanların kentlere göre, evlilerin bekarlara göre bekaret konusunda daha “tutucu” bir tutum sergiledikleri de dikkat çekiyor.
Araştırmada “bir kadının namusu zihninde/beynindedir; bekaret hiçbir şeyin göstergesi değildir” değer yargısı sorulduğunda, bu yargıya katılmayanların oranının yüzde 43'ü bulduğu dikkat çekiyor.
Buna karşılık, “namus/töre söylemiyle işlenen cinayetler ülkemizin gelenek ve görenekleri çerçevesinde anlaşılabilir/kabul edilebilir bir konudur” cümlesine katılmayanların oranı ise yüzde 60'a varıyor.
Bu da namus ve bekaret konusunun Türk halkı için önemini hala koruyor olmasına karşın, namus/töre adına işlenen cinayetleri onaylamadığını gösteriyor.

Cinsel Sağlık araştırması Cinsel3ÖMÜR BOYU TEK EŞ İSTİYOR
Türk toplumunun büyük çoğunluğu tek eşlilikten yana. Yüzde 48'i ömür boyu tek eşle yaşamanın insan doğasına aykırı olduğuna kesinlikle katılmıyor. Yüzde 21'i ise “pek katılmadığını” ifade ediyor.
Öte yandan, her on kişiden (yüzde 11) birisi tek eşliliğin insan doğasına aykırı olduğu inancında olduğunu belirtiyor.
Erkeklerin aynı anda birden fazla kadınla evlenebilmesine veya beraber olmasına ise halkın yüzde 64'ü karşı. Buna yüzde 15'lik “pek katılmıyorum” diyenler eklenince, bu oran yüzde 79'lara çıkıyor.

MEDYANIN NAMUS SÖYLEMİYLE İŞLENEN CİNAYETLERDEKİ ETKİSİ
Medyanın namus/töre iddiası söylemiyle işlenen cinayetlerin önlenmesinde bir rol oynayıp oynamadığı da araştırmada yer alıyor. Türk halkının üçte biri (yüzde 31) medyada bu yönde çıkan haber, bilgi ve bilinçlendirme kampanyalarının bu tür cinayetleri önleyebileceği inancında. Yüzde 43'lük bir kesim ise medyanın bu tür cinayetleri önlemede etkisinin olabileceğine ihtimal vermiyor.
Medyanın rolünün etkili olacağına inananların oranının en yüksek olduğu kesim üniversite mezunu ve üstü kesim.

TOPLUMU BİLGİSİZ, KENDİNİ BİLGİLİ GÖRÜYOR
Araştırmada, içinde yaşanılan toplumun cinsellik konusunda yeterli bilgi düzeyine sahip olup olmadığı sorulduğunda, sadece yüzde 4'lük bir kesim, “toplum yeterli bilgi düzeyine sahip” yanıtını veriyor. Yarıdan fazlası ise (yüzde 54) toplumun bu konuda hiç bilgili olmadığını söylüyor.
Ancak, araştırmada görüşülen kişiler, toplumu cinsellik konusunda bilgisiz olarak değerlendirirken, kendilerini bu toplumdan daha bilgili olarak nitelendiriyorlar. Bu değerlendirme özellikle erkeklerde daha dikkat çekiyor. Her yüz erkekten 12'si kendisini “çok bilgili” buluyor, yüzde 54'ü ise “oldukça bilgili” olduğunu düşünüyor. “hiç bilgili değilim” diyen erkeklerin oranı ise yüzde 5.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: CİNSELLİK&MEDYA
CİNSELLİKLE İLGİLİ KONULARI EN ÇOK TV'DEN TAKİP EDİYOR
Araştırmada cinsellikle ilgili konuların medyadan ne derece takip edildiği her bir medya kategorisi için ayrı ayrı irdelendi. Cinsiyet, yaş, eğitim ve medeni durumuna göre cinsellikle ilgili haberlerin/konuların takip edilme davranışının farklılaştığı gözleniyor. Ancak, bu farklılığa rağmen, cinsellikle ilgili konuları son bir yıl içinde en çok televizyonlardaki sağlık programlarından (yüzde 41) izledikleri görülüyor.
Televizyonlardaki kadın programları da yüzde 23 ile bunu takip ediyor. Gazetelerdeki köşe yazıları/makaleler yüzde 21. Gazete ve dergilerdeki dert köşelerinin izlenmesi ise yalnızca yüzde 11. Yüzde 34'lük bir oran ise medyadan takip etmediğini söylüyor.
Araştırmanın medya ile ilgili sorularının bir diğeri ise izledikleri medya kanallarını/araçlarını ne kadar güvenilir buldukları ile ilgili. Araştırmaya göre televizyonların sağlık programları yüzde 32 ile bu konuda referans noktası olarak görülüyor. İkinci sırayı ise yüzde 7 ile televizyon kadın programları, üçüncü sırayı ise yüzde 6 ile gazetelerdeki köşe yazıları ve makaleler alıyor.
Bu konularda medyayı takip etmeyen ve medyaya güvenmeyenlerin oranı ise yüzde 39.

Cinsel Sağlık araştırması Cinsel3_200MEDYADAN ÖĞRENİYOR, DOKTORA GİDİYOR
Araştırmaya göre, medyadan öğrenip, daha ileri bilgi için doktora başvuranların oranı yüzde 30.5. Bu oran kadınlarda yüzde 36.3'e yükselirken, erkeklerde yüzde 24.6'ya düşüyor.
Dikkat çekici nokta ise medyadan edindiği bilgiyi doktora danışmak isteyenlerin özellikle 25-34 ve 35-44 yaş grubunda yüzde 36'lara kadar çıkması.
Eğitim düzeyi yükseldikçe medyadan edindiği bilgiden hareketle, daha fazla bilgi için doktora başvuranların oranı da artıyor. Bu oran üniversite ve üstü mezunlarda yüzde 47.2'lere çıkıyor.

MEDYAYI KİMLER CİDDİYE ALMIYOR?
Medyadan edindiği bilgileri hiçbir şekilde ciddiye almayanların oranı ise yüzde 30.4.
Bu konuda da erkeklerin oranı kadınlardan daha yüksek. Erkeklerin yüzde 34.7'si “hiçbir şekilde ciddiye almam” derken, kadınlarda bu oran yüzde 26'ya geriliyor.
Kırsal kesimde ciddiye almama oranı yüzde 37.3'e yükseliyor.
Aynı şekilde eğitimsiz olanların yaklaşık yarısı (yüzde 49.7) medyadan edindiği bilgileri ciddiye almama eğiliminde.

EN ÇOK HANGİ CİNSELLİK HABERLERİ OKUNUYOR?
Araştırmada, cinsellikle ilgili hangi tür konuların medyada daha çok ilgi ve dikkat çektiği sorulduğunda, “evlilik ve kadın erkek ilişkilerinde yaşanabilecek sorunlar” ve “Cinsel ilişkide yaşanabilecek sorunlar”ın ilk iki sırayı aldığı saptandı.
Bekar erkeklerin yüzde 45'i cinsel ilişkide yaşanabilecek sorunlarla ilgili haberleri okumayı tercih ettiklerini söylerken, bu oran bekar kadınlarda yüzde 38'e düşüyor. Ancak yine de bekar kadınların da birinci önceliği cinsel ilişkide yaşanabilecek sorunlar. Bekar kadınların ikinci ilgisini çeken haberler ise evlilik ve kadın-erkek ilişkilerinde yaşanabilecek sorunlar. Bekar erkeklerde ise bu oran yüzde 34.
İlginç noktalardan birisi de bekar kadınların medyadaki cinsellikle ilgili haberler arasında “bekaret” konusuna gösterdikleri ilgi (yüzde 28). Bir başka dikkat çekici nokta ise bekar erkeklerin yüzde 41'inin cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili haberleri takip etmeleri. Bekar kadınlarda bu oran yüzde 27'ye geriliyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.fufu.ufo.tc
 
Cinsel Sağlık araştırması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cinsel IQ'nuz
» Cinsel rol ve kimlik
» Cinsel semboller
» Cinsel Uyumsuzluk

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
benekli.do-forum.com :: GÜNCEL YAŞAM :: Sağlık-
Buraya geçin: